设为首页 加入收藏

TOP

ZOLAX :Flukonazol
2013-06-09 14:06:20 来源: 作者: 【 】 浏览:756次 评论:0

Etken Madde(ler):

Flukonazol

Piyasa Şekilleri:

50 mg: 7 kapsül 
100 mg: 7 kapsül 
100 mg: 14 kapsül 
100 mg: 28 kapsül 
150 mg: 4 kapsül 
200 mg: 7 kapsül 


Kullanım Şekli:

Dermatomikozis için günde 50 mg tek doz verilir, terapiye 14-28 gün devam edilir. Tinea pedis 42 günlük bir tedavi gerektirebilir. İmmünokompromize hastalar dahil orofarenjiyal kandidiyaziste genel doz 50 mg/gün'dür. Tedavi 7-14 gün devam eder. Bağışıklık fonksiyonu ciddi olarak tehlikeye girmiş hastalarda tedavi süresi daha da uzatılabilir. Dental protez kullanımına bağlı, oral atropik kandidiyaziste, proteze uygulanacak antiseptik tedaviyle aynı zamanda, 14 gün süreyle 50 mg uygulanır. Kriptokokkal menenjit ve difuze kandidiyazis gibi hastayı tehlikeye sokabilecek ağır patoloji durumlarında ilk gün 400 mg bir defada verilir. Daha sonraki günlerde tek doz 200 mg önerilir. Hastanın verdiği klinik yanıta göre dozaj 400 mg/gün olarak tutulabilir. Kriptokokkal menejit tedavisinin normal süresi 6-8 haftadır. AIDS'li hastalarda kriptokokkal menenjit nüksünü önlemek için, hasta primer tedaviyi tamamlayıp, kültür testi negatif sonuç verdikten sonra günde en az 100 mg süresiz olarak verilebilir. Kandidiyazisin (üriner sistemler vs'deki) diğer enfeksiyonlarında 14-30 gün süreyle genel efektif doz 50 mg/gün'dür. Zor tedavilerde 100 mg/gün'e yükseltilebilir. Malignant neoplazili hastalarda fungal enfeksiyonun profilaksisi için sitostatik kemoterapi veya radyoterapi altında 50 mg/gün verilmelidir.

 

Endikasyonları:

Flukonazol, yeni triazol sınıfı antifungal ajanların bir üyesi olup, fungal sterol sentezinin güçlü ve spesifik bir inhibitörüdür. Flukonazol: 1. Kriptokoksik menenjit ve diğer organların (akciğer ve cilt gibi) enfeksiyonları dahil olmak üzere kriptokokkozis. AIDS'li hastalar, organ nakli yapılmış veya immünosupresyonun diğer sebepleri olan veya normal bulunan hastalar tedavi edilebilir. Flukonazol, AIDS'li hastalarda kriptokoksik hastalığın nüksünü önlemek için idame tedavisi olarak kullanılabilir. 2. Kandidemi, dissemine kandidiyazis ve yayılıcı (invaziv) kandida enfeksiyonlarının diğer formları dahil olmak üzere sistemik kandidiyazis. Bunlar periton, endokard,göz, akciğer ve idrar yolları enfeksiyonlarını kapsar. Habis hastalığı olan, yoğun bakım ünitelerinde yatan, sitotoksik veya immünosupresif tedavi gören, veya kandida enfeksiyonlarına predispoze edici diğer faktörlerin bulunduğu hastalar tedavi edilebilirler. 3. Mukozal kandidiyazis. Bunların arasında orofarenjeal, ösofajeal, yayılıcı olmayan (non-invaziv) bronkopulmoner enfeksiyonlar, kandidüria, mukokütan ve kronik oral atrofik kandidiyazis (proteze bağlı ağız yarası) vardır. Normal veya bağışıklık fonksiyonları bozulmuş hastalar tedavi edilebilir. AIDS'li hastalardaki orofarenjeal kandidiyazisin yinelenmesinin önlenmesinde kullanılabilir. 4. Habis hastalık sebebiyle sitotoksik kemoterapi veya radyoterapi uygulaması sonucu fungal enfeksiyonlara predispoze olmuş hastalarda fungal enfeksiyonların önlenmesinde. 5. İmmün sistemi yeterli hastalarda, koksidioidomikozis, parakoksidioidomikozis, sporotrikozis ve histoplazmozis dahil derin endemik mikozlarda endikedir.

Kontrendikasyonları:

Flukonazol veya buna benzer azol bileşiklerine hassas olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır. Multipl doz etkileşim çalışmaları sonuçlarına göre günde 400 mg veya daha yüksek miktarlarda multipl doz flukonazol alan hastalarda flukonazol ile beraber kullanılan terfenadin kontrendikedir.

Uyarılar:

Flukonazol alan özellikle ağır tıbbi sorunları olan hastalarda nadir olarak, ölüm dahil, ciddi hepatik toksisite durumları gözlenmiştir. Flukonazole bağlı hepatotoksisite durumlarında; hastanın yaşı ya da cinsiyetiyle, tedavinin süresiyle ve toplam günlük dozla açık bir ilişki gözlenmemiştir. Flukonazol hepatotoksisitesi, genellikle tedavinin kesilmesiyle reversibl olmuştur. Flukonazol tedavisi boyunca anormal karaciğer fonksiyon testleri saptanan hastalar, daha ciddi hepatik hasar gelişme riskine karşın takip edilmelidir. Flukonazole bağlı olabilecek karaciğer hastalığı ile uyumlu klinik bulgu ya da semptomlar gelişirse flukonazol kesilmelidir. Flukonazol ile tedavi sırasında hastalarda nadiren toksik epidermal nekroliz ve Stevens-Johnson sendromu gibi döküntülü deri reaksiyonları gelişmiştir. AIDS'li hastalarda pek çok ilaca karşı şiddetli deri reaksiyonları gösterme eğilimi daha yüksektir. Yüzeysel fungal enfeksiyon için tedavi edilen bir hastada flukonazole bağlı olabileceği düşünülen bir deri döküntüsü görülürse, bu ajanla tedavi kesilmelidir. İnvaziv/sistemik fungal enfeksiyonu olan hastalarda deri döküntüsü oluşursa, bunlar yakından takip edilmeli ve büllöz lezyonlar veya eritema multiforme gelişecek olursa flukonazol kesilmelidir. Günde 400mg'dan az flukonazol dozları ile beraber terfenadin kullanılan hastalar dikkatlice izlenmelidir. Sisaprid ile beraber flukonazol uygulanan hastalar dikkatlice izlenmelidir. Ender vakalarda, diğer azollerde görüldüğü gibi anaflaksi bildirilmiştir. Koksidioidomikozis tedavisi sebebiyle 3 ay süresince veya daha uzun süre yüksek dozda (400-800mg/gün) flukonazol kullanan annelerin çocuklarında multipl kongenital anormallikler rapor edilmiştir. Bu etkiler ile flukonazol arasındaki ilişki belirsizdir. Şiddetli veya potansiyel olarak hayatı tehdit edici, ve beklenen faydanın fötüse muhtemel riskden daha ağır bastığı fungal enfeksiyonlar dışında hamilelikte kullanımdan kaçınılmalıdır. Flukonazol anne sütünde, plazmaya benzer konsantrasyonlarda bulunur. Dolayısıyla emziren annelerde kullanımı tavsiye edilmemektedir. Mevcut deneyimlere göre, flukonazol kullanımının hastanın vasıta sürme veya makina kullanma kabiliyetini bozması olası görülmemektedir.

Yan Etkileri:

Flukonazol, genellikle iyi tolere edilir. Flukonazol ile en sık görülen yan etkiler gastrointestinal yola ait semptomlardır. Bunlar arasında bulantı, karın ağrısı, diyare ve gaz vardır. Gastrointestinal semptomlardan sonra en sık gözlenen yan etki deri döküntüsüdür. Flukonazole bağlı başağrısı görülmüştür. Bazı hastalarda, özellikle AIDS ve kanser gibi ciddi primer hastalığı olanlarda, gerek flukonazol gerekse mukayese ilaçları ile tedavi sırasında renal ve hematolojik fonksiyon testlerinde değişmeler ve hepatik anormallikler gözlenmiştir, fakat bunların klinik anlamı ve tedavi ile olan ilişkisi açık değildir. Eksfoliatif deri hastalıkları, nöbetler, nötropeni ve agranülositozu içeren lökopeni, trombositopeni ve saç dökülmesi, sebepsel ilişkisi kesin olmayan durumlarda ortaya çıkmıştır. Ender vakalarda, diğer azollerde görüldüğü gibi anaflaksi rapor edilmiştir.

İlaç Etkileşimleri:

Antikoagulanlar: Bir etkileşim çalışmasında flukonazol, varfarin kullanılan sağlıklı erkeklerde protrombin zamanını uzatmıştır. Kumarin tipi antikoagülan alan kimselerde protrombin zamanının dikkatle takip edilmesi tavsiye edilmektedir. Sulfonilüreler: Flukonazolun sağlıklı gönüllülerde, beraberce kullanılan sülfonilürelerin (klorpropamid, glibenklamid, glipizid, tolbutamid) serum yarı ömürlerini uzattığı gösterilmiştir. Flukonazol ve oral sülfonilüreler diabetik hastalarda beraberce kullanılabilir, fakat bir hipoglisemik epizod ihtimali daima akılda tutulmalıdır. Hidroklorotiyazid: Kinetik bir etkileşim çalışmasında, flukonazol alan sağlıklı gönüllülerde beraberce tekrarlayan dozlarda hidroklorotiyazid verilmesi, flukonazol plazma seviyelerini %40 civarında artırmıştır. Bu sınırlardaki bir etki, birlikte diüretik kullanan hastalarda flukonazol doz rejiminde bir değişiklik gerektirmez ise de, uygulayıcı hekim tarafından akılda bulundurulmalıdır. Fenitoin: Flukonazol ve fenitoinin birlikte kullanılması fenitoin seviyelerini klinik olarak anlamlı derecede yükseltir. Eğer bu iki ilacın birlikte kullanımı gerekiyorsa, fenitoin düzeyleri takip edilmeli ve terapötik seviyeleri idame ettirecek şekilde fenitoin dozu ayarlanmalıdır. Oral Kontraseptifler: Tekrarlayan dozlarla verilen flukonazol kullanılarak kombine oral kontraseptiflerle iki kinetik çalışma gerçekleştirilmiştir. Günde 200 mg flukonazol ile etinil östradiol ve levonorgestrel eğri altı alanı (AUC) sırayla %40 ve %24 artarken 50 mg flukonazol çalışmasında her iki hormon seviyesiyle ilgili etkiler olmamıştır. Bu dozlarda, tekrarlayan dozlar halinde flukonazol kullanımının, kombine oral kontraseptiflerin etkinliği üzerine bir etkisi olma ihtimali yoktur. Rifampisin: Flukonazol ile birlikte tatbik edilen rifampisin, flukonazolun eğri altı alanında (AUC) %25 ve yarı-ömründe %20 azalmaya yol açmıştır. Birlikte rifampisin verilen hastalarda flukonazol dozunda bir yükseltme düşünülmelidir. Siklosporin: Böbrek nakli hastalarıyla yapılan kinetik çalışmada, 200 mg/gün flukonazolun siklosporin seviyelerini yavaşca artırdığı tespit edilmiştir. Bununla beraber, bir diğer tekrarlayan doz çalışmasında kemik iliği nakledilmiş hastalarda 100 mg/gün flukonazol siklosporin seviyelerini etkilememiştir. Flukonazol kullanan hastalarda, siklosporin plazma seviyelerinin kontrolu tavsiye edilmektedir. Teofilin: Plasebo kontrollü etkileşim çalışmasında, 14 gün 200 mg flukonazol kullanımı teofilinin ortalama plazma klirensi hızında, %18 azalma meydana getirmiştir. Yüksek doz teofilin kullanan veya artmış teofilin toksisite riskinde olan hastalarda flukonazol kullanımı sırasında, teofilin toksisitesi bulguları izlenmelidir ve toksisite bulguları gelişirse tedavi gerektiği gibi değiştirilmelidir. Terfenadin: Terfenadin ile birlikte azol grubu antifungal ilaçları alan hastalarda QTc aralığının uzamasına sekonder olarak ciddi kardiyak disritmilerin ortaya çıkması nedeniyle etkileşme çalışmaları yapılmıştır. Günlük 400 mg veya daha fazla dozlarda flukonazol alımı beraber uygulanan terfenadinin plazma seviyelerini önemli ölçüde yükseltmiştir.Terfenadin ile beraber 400 mg veya daha fazla dozlarda flukonazol kullanımı kontrendikedir. Sisaprid: Flukonazol ile beraber sisaprid uygulanan hastalarda torsade de pointes'i de içeren kardiyak olaylar rapor edilmiştir. Rifabutin: Flukonazol ve rifabutin beraber uygulanıldığında, rifabutinin serum konsantrasyonlarında artışa sebep olan bir etkileşim oluştuğu rapor edilmiştir. Flukonazol ve rifabutinin beraber uygulandığı hastalarda uveit rapor edilmiştir. Flukonazol ve rifabutini beraber kullanan hastalar dikkatlice izlenmelidir. Takrolimus: Flukonazol ve takrolimus beraber uygulanıldığında, takrolimusun serum konsantrasyonlarında artışa sebep olan bir etkileşim oluştuğu rapor edilmiştir. Flukonazol ve takrolimusun beraber uygulandığı hastalarda nefrotoksisite rapor edilmiştir. Flukonazol ve takrolimusu beraber kullanan hastalar dikkatlice izlenmelidir. Zidovudin: Yapılan iki kinetik çalışma,büyük ihtimalle zidovudinin major metabolitlerine dönüşümünün azalmasından dolayı artmış zidovudin seviyesi ile sonuçlanmıştır. Bir çalışmayla; AIDS'li ya da ARC'li (AIDS öncesi dönemdeki) hastalarda, 15 gün boyunca günde 200 mg flukonazol alınmasından önceki ve sonraki zidovudin seviyeleri saptanmıştır. Zidovudin eğri altı alanı (EAA) değerlerinde %20'lik anlamlı bir artış olmuştur. Randomize, 2 dönemli, 2 tedavili, çapraz ikinci çalışmada HIV ile enfekte olmuş hastalardaki zidovudin seviyesine bakılmıştır. İki durumda 21 gün ara ile, hastalar 7 gün boyunca, ya günde 400 mg flukonazol ile birlikte ya da flukonazol almaksızın her 8 saatte bir 200 mg zidovudin almışlardır. Flukonazol ile birlikte kullanım boyunca zidovudin eğri altı alanı (EAA) değerleri anlamlı olarak artmıştır (%74). Bu kombinasyonu alan hastalar zidovudine bağlı advers reaksiyonların oluşma riskine karşı takip edilmelidir. Astemizol, sisaprid, rifabutin, takrolimus veya sitokrom P-450 sistemi tarafından metabolize edilen diğer ilaçları alan hastaların aynı zamanda flukonazol kullanması; bu ilaçların serum seviyelerinde yükselmeye neden olabilir. Kesin bilginin olmayışı nedeniyle, flukonazol ve bu ajanların birlikte kullanılması durumunda dikkatli olunmalı ve hastalar dikkatle takip edilmelidirler.

以下是“全球医药”详细资料
Tags: 责任编辑:admin
】【打印繁体】【投稿】【收藏】 【推荐】【举报】【评论】 【关闭】 【返回顶部
分享到QQ空间
分享到: 
上一篇ZYMADUODamlaNovartisEtken Madde.. 下一篇PURINOL:Metenamin anhidrometile..

相关栏目

最新文章

图片主题

热门文章

推荐文章

相关文章

广告位