FLUDARAFlakonSchering AlmanEtken Madde(ler:Fludarabin fosfat
Schering Alman
Etken Madde(ler:
Fludarabin fosfat 50 mg
Piyasa Şekilleri:
5 flakon içeren ambalajlarda.
Kullanım Şekli:
Fludara diğer ilaçlar ile karıştırılarak kullanılmamalıdır. Yalnız i.v. yol ile verilmesi önerilir. Paravenöz uygulamalarda herhangi lokal yan etki bildirilmemesine rağmen bu tip uygulamadan kaçınılmalıdır. Yetişkinler: Önerilen doz, i.v. uygulama şeklinde 5 müteakip gün için, her gün 25 mg/m2 vücut yüzeyidir. Kürler 28 günlük aralarla tekrarlanır. Her flakon, 2 ml enjeksiyonluk su ilavesi ile kullanıma hazırlanır. Elde edilen çözeltinin her ml'si25 mg fludarabin fosfat içerir. Böbrek fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda kreatinin klirensi 30-70 ml/dk arasındaysa doz %50 oranına kadar azaltılmalıdır. Toksisitenin belirlenmesi için hematolojik izleme gerçekleştirilmelidir. Gereksinim duyulan doz hastanın vücut yüzeyine göre hesaplanır. İntravenöz bolüs enjeksiyonu için doz, ilaveten 10 ml %0.9 sodyum klorür ile dilüe edilir. Alternatif olarak, öngörülen dozu 100 ml %0.9 sodyum klorür ile dilue edip yaklaşık 30 dak. içinde enfüzyon şeklinde vermek mümkündür. KLL’li hastalarda Fludara en iyi tedavi yanıtı (tam ya da parsiyel remisyon, genelde 6 kür) elde edilinceye kadar uygulanmalı ve sonra ilaç kesilmelidir. lg-NHL’lı hastalarda Fludara tedavisinin, en iyi yanıt (tam ya da parsiyel remisyon) alınıncaya kadar sürdürülmesi önerilir. En iyi tedavi yanıtı alındıktan sonra 2 tedavi kürü daha düşünülmelidir. Klinik çalışmalarda, lg-NHL’lı hastaların çoğuna 8 kürden fazla tedavi uygulanmamıştır. Gebe personel, Fludara ile temas etmemelidir.
Endikasyonları:
Daha önce en azından bir standart alkilleyici ajan içeren tedaviye cevap vermemiş ya da hastalığı böyle bir tedaviye rağmen ilerleme göstermiş B-hücresi kronik lemfositik lösemili (KLL) hastaların tedavisinde endikedir.
Kontrendikasyonları:
İlaca ya da bileşenlerine karşı hipersensitivite durumunda ve kreatinin klirensi <30 ml/dak olan, renal yetmezliğe sahip hastalarda kontrendikedir. Gebelik ve süt verme döneminde kontrendikedir.
Uyarılar:
Doz ayarlama çalışmaları esnasında akut lösemili hastalarda yüksek dozlarda uygulandığında, körlük, koma ve ölüm dahil olmak üzere ağır nörolojik etkilere neden olmuştur. Bu ağır nörolojik sistem toksisitesi, KLL için tavsiye edilen dozdan yaklaşık 4 misli daha yüksek dozda tedavi görmüş hastaların %36'sında ortaya çıkmıştır. Benzer ciddi merkezi sinir sistemi toksisitesi, nadir olgularda KLL için önerilen dozlarda da bildirilmiştir. Hastalar nörolojik yan etki belirtileri açısından dikkatle izlenmelidir. Kronik uygulama koşulları altında MSS üzerindeki etkisi bilinmemektedir. Ancak tavsiye edilen doz, hastalara 15 tedavi kürüne kadar uygulanmıştır. Tedavi edilen hastalarda ağır kemik iliği supresyonu, belirgin anemi, trombositopeni ve nötropeni bildirilmiştir. Solid tümör hastalarında yapılan bir faz I çalışmasında, granülosit sayılarında önemli bir düşüş ortalama 13 gün ve trombosit sayılarında önemli düşüş ortalama 16 gün sonra meydana gelmiştir. Temel hastalıklarının ya da daha önceden gördükleri miyelosupresif tedavinin bir neticesi olarak hastaların çoğu, Fludarabin tedavisinin başında hematolojik yetersizlik gösterir. Kümülatif miyelosupresyonun oluşması mümkündür. Kemoterapi sonucu oluşan miyelosupresyon çoğu zaman reversibl olsa dahi, fludarabin uygulaması özenli bir hematolojik takip gerektirmektedir.Fludarabin, potansiyel toksik yan etkileri olan güçlü bir antineoplastik ajandır. Tedavi altına alınan hastalar, hematolojik ve non-hematolojik toksisite bulguları bakımından özenle izlenmelidir. Anemi, nötropeni ve trombositopeni oluşumunun zamanında saptanabilmesi için periodik perifer kan sayımları önerilir. Bazı hastalarda ışınlanmamış kan transfüzyonunu takiben, ender olarak Graft versus host reaksiyonu gözlemlenmiştir. Kullanan veya kullanmış hastalarda transfüzyon gerekliliğinde, öncelikle ışınlanmış kan rezervleri kullanılması düşünülmelidir. Eğer kreatinin klirensi 30-70 ml/dak arasında ise, doz %50 düşürülmeli ve toksisitenin saptanması için yakın bir hematolojik takip yapılmalıdır. Kreatinin klirensi 30 ml/dak'nın altında ise kontrendikedir. 75 yaşın üstündeki hastalardaki kullanımıyla ilgili bilgiler henüz yetersizdir. Büyük tümör kitlelerine sahip KLL hastalarında fludarabin tedavisi altında tümör lizis sendromu bildirilmiştir. Fludarabin tedavisine daha 1. haftada cevap alınması mümkün olduğundan, bu komplikasyonu oluşturma riski taşıyan hastalarda önlemlerin alınması gerekir. Nadir olgularda, hastanın geçmişteki otoimmün hemolitik anemi veya pozitif Coombs testi hikayesine bağlı olmaksızın, bir veya birkaç tedavi siklusunu takip eden hayati tehlike gösteren ve bazen ölümle sonlanabilen otoimmün hemolitik anemiler meydana gelmiştir. Tekrar tedavi edilen bazı hastalarda da hemolitik reaksiyonlar gözlenmiştir. Bu yüzden, tedavi süresince hemolitik bulgular sıkı bir şekilde takip edilmelidir. Üreme çağındaki kadınlar veya erkekler tedavi sırasında ve tedavinin en az 6 ay sonrasına kadar gebeliği önleyici tedbirler uygulamalıdır. Fludara tedavisi sırasında ve sonrasında canlı aşılarla aşılamadan kaçınılmalıdır. Hayvan embriyotoksisite çalışmaları, öngörülen terapötik dozlarda insanlar için de belirgin bir risk oluşturan embriyotoksik ve/veya teratojenik potansiyel ortaya koymuştur. Üreme çağındaki kadınlar gebelik konusunda uyarılmalıdır ve bir gebeliğin oluşması halinde derhal hekimi haberdar etmelidir. İlacın insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Tedavi boyunca süt verilmemelidir.
Yan Etkileri:
En sık görülen yan etkiler miyelosupresyon (nötropeni, trombositopeni ve anemi), ateş, soğuk algınlığı ve enfeksiyondur. Ayrıca oluşabilecek yan etkiler kırıklık, yorgunluk, iştahsızlık, bulantı, kusma ve halsizliktir. Tedavi altındaki KLL hastalarında ciddi oportunistik enfeksiyonlar meydana gelmiştir. Ağır seyreden yan etkilerden dolayı ölüm olguları bildirilmiştir. En sık bildirilen ve ilaçla daha kesin ilintili olan yan etkiler: KLL hastaların çoğunda hematolojik yan etkiler (nötropeni, trombositopeni ve anemi) bildirilmiştir. Ağır ve kümülatif miyelosupresyon görülebilir. Klinik açıdan önemli bir hemolitik anemi nadiren bildirilmiştir. KLL hastalarında tümör lizis sendromu oluşabilmektedir. Bu komplikasyon hiperürisemi, hiperfosfatemi, hipokalsemi, metabolik asidoz, hiperpotasemi, hematüri, ürat kristalüri ve renal yetmezlik ile seyredebilmektedir. Sendromun oluşma safhasında böbrekler civarında ağrı ve hematüri meydana gelebilir. Hepatik ve pankreatik enzim değişiklikleri oluşabilir. Nadir olgularda KLL hastalarında halsizlik, ajitasyon, konfüzyon, görme bozuklukları meydana gelmiştir. Ayrıca periferik nöropati ve koma bildirilmiştir. Pnömoni gözlenmiştir. Dispne, öksürük ve interstisyel pulmoner infiltrasyon ile karakterize olan pulmoner hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Bulantı ve kusma, iştahsızlık, diyare, stomatit ve gastrointestinal kanama gibi sindirim sistemi bozuklukları bildirilmiştir. Ödem sıkça bildirilmiştir. Nadir olgularda hemorajik sistit gözlenmiştir. Deri döküntüleri bildirilmiştir. İleri derecede nadir olgularda toksik epidermal nekroliz (Lyell hastalığı) gelişebilir.
İlaç Etkileşimleri:
Fludarabin ile pentostatin'in (deoksikoformisin) kombine kullanıldığı, refrakter KLL'de yapılan bir klinik araştırmada, kabul edilemez sıklıkta ölümcül pulmoner toksisite saptanmıştır. Bu bakımdan pentostatin ile birlikte kullanılmaması önerilmektedir. Terapötik etkinliği, dipiridamol ve başka adenozin geri alınım inhibitörlerinin kullanımı sonucu azalabilir. |
|