GlaxoSmithKline (GSK)
Etken Madde(ler):
Klorambusil
Piyasa Şekilleri:
5 mg: 25 tablet, 2 mg: 25 tablet içeren şişelerde.
Kullanım Şekli:
Yetişkinlerde Hodgkin hastalığı tedavisinde tek ajan olarak kullanıldığında tipik doz 4-8 hafta süreyle günde 0.2 mg/kg'dır. Leukeran genellikle kombinasyon tedavisinde yer alır. Leukeran aynı zamanda azotlu hardala bir alternatif olarak kullanılabilir; toksisitesi daha az fakat terapötik sonuçları aynıdır. Non-Hogkin lenfoma: Tek ajan olarak kullanıldığında normal doz başlangıçta 4-8 hafta süreyle günde 0.1-0.2 mg/kg'dır. Bundan sonra idame tedavisi ya günlük dozu azaltarak ya da aralıklı kürlerle uygulanır. Kronik lenfositik lösemi: Leukeran tedavisine genellikle hastada semptomlar meydana geldikten sonra ya da periferik kan sayımıyla belirlenen, kemik iliği fonksiyon bozukluğu kanıtı (ilik yetmezliği değil) bulunduğu zaman başlanır. Tedavinin başlangıcında, total lökosit sayısı 1000/mcl'ye düşünceye kadar günde 0.15 mg/kg dozunda uygulanır. Tedavi ilk kürün bitiminden 4 hafta sonra tekrar uygulanabilir ve günde 0.1 mg/kg'lık dozlarla devam edebilir. Waldenström makroglobulinemisi: Başlangıç dozlarının lökopeni oluşuncaya kadar günde 6-12 mg olması ve bunu süresiz olarak günde 2-8 mg'lık dozların izlenmesi önerilir. Over karsinoması: Tek ajan olarak kullanıldığında tipik doz 4-6 hafta süreyle günde 0.2 mg/kg'dır. Lökopeni oluşuncaya kadar günde 0.3 mg/kg'lık bir doz uygulanmıştır. Toplam lökosit sayısının 4000/mm3'ün altında tutmak amacıyla günde 0.2 mg/kg'lık idame dozları verilmiştir. İlerlemiş meme kanseri: Tek ajan olarak kullanıldığında tipik doz 6 hafta süreyle günde 0.2 mg/kg'dır. Ciddi bir hemopoetik depresyon bulunmaması kaydıyla Leukeran 4-6 hafta süreyle vücut ağırlığına bakılmaksızın günde 14-20 mg doz sınırlarında prednizolonla kombine uygulanabilir. Çocuklar: Leukeran çocuklarda Hodgkin hastalığı ve non-Hodgkin lenfoma tedavilerinde erişkinlerle aynı doz şemalarında kullanılabilir.
Endikasyonları:
Hodgkin hastalığı, non-Hodgkin lenfomanın belirli şekilleri, kronik lenfositik lösemi, Waldenström makroglobulinemisi, ilerlemiş over adenokarsinoması hastalıklarının tedavisinde endikedir. Klorambusil meme kanserli hastaların bir bölümünde önemli bir terapötik etkiye sahiptir.
Kontrendikasyonları:
Tedavide ortaya çıkabilecek komplikasyonlara göre yarar/zarar ilişkisinin göz önüne alınması gerekir. Klorambusile karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır.
Uyarılar:
Klorambusil aktif bir sitotoksik ajan olup, ancak bu tür ajanların uygulanmasında deneyimli doktorların kontrolü altında kullanılabilir. Klorambusil irreversibl kemik iliği süpresyonu meydana getirebileceğinden, tedavi uygulanmakta olan hastalarda kan sayımları dikkatle kontrol edilmelidir. Klorambusil terapötik dozlarda lenfositleri deprese eder ve trombosit sayılarıyla hemoglobin düzeyleri üzerindeki etkisi daha azdır. Nötrofillerdeki ilk düşüş belirtisinde klorambusil uygulamasını durdurmak gerekmez; fakat bu düşüşün son dozdan sonra 10 gün ya da daha fazla devam edebileceği unutulmamalıdır. Yakın bir tarihte radyoterapi uygulanmış ya da başka sitotoksik ajanlar almış bulunan hastalara klorambusil verilmemelidir. Kemik iliğinin lenfositik enfiltrasyonu varsa ya da kemik iliği hipoplazikse günlük doz 0.1 mg/kg vücut ağırlığını aşmamalıdır. Böbrek fonksiyon yetmezliği kanıtı bulunan hastalar dikkatle kontrol altında tutulmalıdır, çünkü bunlarda azotemiye bağlı daha ileri miyelosupresyon meydana gelebilir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda dozun azaltılması düşünülmelidir. Klorambusilin insanlarda kromatid ya da kromozom hasarına neden olduğu görülmüştür. Kronik lenfositik lösemi için klorambusil tedavisinden sonra akut lösemi geliştiği bildirilmiştir. Bununla beraber, akut löseminin hastalığın doğal seyrinin bir parçası mı olduğu yoksa kemoterapinin mi buna neden olduğu açıkça bilinmemektedir. Over kanserli hastalarda alkilleyici ajanlar almış olanlarla almamış olanların karşılaştırıldığı bir çalışmada, klorambusil de dahil olmak üzere alkilleyici ajan kullanımının akut lösemi olgularını belirgin derecede artırdığı görülmüştür. Meme kanseri için uzun süreli adjuvan tedavi olarak klorambusil uygulanan hastaların küçük bir oranında akut miyeloid lösemi kaydedilmiştir. Klorambusil kullanımı söz konusu olduğunda potansiyel terapötik yarara karşılık lösemojenik risk göz önünde tutulmalıdır. Klorambusil over fonksiyonunu azaltabilir ve klorambusil tedavisinden sonra amenore kaydedilmiştir. Klorambusille tedavi sonucu azospermi görülmüştür, fakat bunun için toplam dozun en az 400 mg olması gerektiği düşünülmektedir. Lenfomalı hastalarda total 410-2600 mg dozlarda uygulanan klorambusil tedavisinden sonra spermatogenezde değişik derecelerde düzelme kaydedilmiştir. Diğer sitotoksik ajanlar gibi klorambusil de potansiyel olarak teratojeniktir. Eşlerden biri klorambusil alıyorsa uygun doğum kontrol yöntemleri önerilir. Gebelik sırasında ve özellikle ilk 3 ay içinde klorambusil kullanımından imkan varsa kaçınılmalıdır. Her olguda anneye sağlanması beklenen yarara karşılık fetus üzerindeki risk göz önünde bulundurulmalıdır. Klorambusil uygulanan anneler emzirmemelidir.
Yan Etkileri:
En sık rastlanan yan etki kemik iliği supresyonudur. Kemik iliği supresyonu sık meydana gelmekle beraber, eğer klorambusil tedaviden yeterli derecede erken çekilirse reversibldir. Bununla beraber irreversibl kemik iliği yetmezliği kaydedilmiştir. Bulantı, kusma, diyare ve oral ülserasyon gibi gastrointestinal bozukluklar nadiren meydana gelir. Başka yan etkiler genellikle ancak terapötik doz aşıldığı zaman görülür. Uzun süre klorambusil tedavisi uygulanan kronik lenfositik lösemili hastalarda ciddi interstisyel pulmoner fibrozis zaman zaman bildirilmiştir. Pulmoner fibrozis klorambusil kesilince reversibl olabilir. Hepatotoksisite ve sarılık bildirilmiştir. Bildirilen diğer istenmeyen etkiler ateş, deride aşırı duyarlılık, periferik nöropati, interstisyel pnömoni ve steril sistiti içerir. Deri döküntülerine sık rastlanmamakla birlikte döküntü görülebilir ve çok nadir olarak Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekrolizin dahil olduğu ciddi durumlara ilerlediği bildirilmiştir. Klorambusille tedavi edilen nefrotik sendromlu çocuklarda epileptik nöbetler meydana gelmiş ve erişkinlerde doza bağlı fokal krizler kaydedilmiştir.
İlaç Etkileşimleri:
Fenilbutazon kullanan hastalarda, artmış klorambusil toksisitesi olasılığı nedeniyle, standart klorambusil dozlarının azaltılmasının gerekebileceği hayvan çalışmalarında gösterilmiştir. |