设为首页 加入收藏

TOP

TARİVİD:Ofloksasin HCl 200 mg/100 ml
2013-06-12 14:29:03 来源: 作者: 【 】 浏览:1198次 评论:0

AVENTİS FARMA

Formüler > Enfeksiyonlar > Antibakteriyel İlaçlar > Kinolonlar > Ofloksasin

Etken Madde(ler):

Ofloksasin HCl 200 mg/100 ml

Piyasa Şekilleri:

100 ml'lik enfüzyon flakon 

Kullanım Şekli:

Günlük doz 2x1 flakondur. Gerekli durumlarda doz 2 katına çıkartılabilir.

Endikasyonları:

Ofloksasin, bakteri giraz enzimini inhibe ederek bakterisid etki gösterir. Staphylococcus aureus (metisiline dirençli olan dahil), Staphylococcus epidermidis, Neisseria gonorrhoeae, Neisseria meningitidis, Escherichia coli, Citrobacter, Klebsiella, Enterobacter, Hafnia, Proteus (indol negatif ve indol pozitif), Salmonella, Shigella, Yersinia enterocolitica, Campylobacter jejuni, Aeromonas, Plesiomonas, Vibrio cholerae, Vibrio parahaemolyticus, Haemophilus influenzae, Chlamydiae, Legionella'nın duyarlı oldukları kabul edilebilir. Enterococci, Streptococcus pyogenes, Streptococcus pneumoniae, Streptococcus viridans, Serratia marcescens, Pseudomonas aeruginosa, Acinetobacter, Mycoplasma hominis, Mycoplasma pneumoniea, Mycobacterium tuberculosis, Mycobacterium fortiutum farklı derecede duyarlıdırlar. Ofloksasine duyarlı mikroorganizmalardan ileri gelen bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Bunlar: Heamophilus influenzae, diğer gram-negatif bakteriler veya multi-rezistan patojenler ile Staphylococcus aureus'un neden olduğu akut,kronik veya tekrarlayıcı alt solunum sistemi enfeksiyonları (bronşit), pnömoniler; özellikle de Eschericia coli, Klebsiella, Enterobacter, Proteus, Pseudomonas, Legionella veya Stafilokokların neden olduğu pnömoniler. Ayakta tedavi edilen pnömonilere en sık pnömokoklar neden olduğundan, bu hastalarda ilk seçenek değildir. Kulak, burun, boğaz enfeksiyonları; özellikle de Pseudomonas ve Stafilokokları içeren gram-negatif patojenlerin neden olduğu kronik ve tekrarlayıcı kulak, burun ve boğaz enfeksiyonları. Genel olarak, beta-hemolitik streptokokların neden olduğu akut tonsillit tedavisinde önerilmez. Yumuşak kısımların ve derinin enfeksiyonları, kemik ve eklemlerin enfeksiyonları, bakteriyel enteritler ve küçük pelvisdeki enfeksiyonlar dahil olmak üzere karın boşluğunun enfeksiyonları, böbrek, idrar yolları ve genital organların enfeksiyonları, gonore, septisemi, enfeksiyonlara karşı direnci önemli şekilde azalmış hastalarda (ör. nötropenik durumda) ofloksasine duyarlı patojenlere bağlı enfeksiyonların önlenmesidir.

Kontrendikasyonları:

Ofloksasine, diğer kinolonlara veya yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlığı olanlarda kullanılmamalıdır. Epilepsili hastalara uygulanmamalıdır. Serebral travmalar, santral sinir sisteminde iltihabi lezyonlar veya felç gibi konvülziyon eşiğini düşüren ve daha önceden mevcut olan santral sinir sistemi lezyonlarında kontrendikedir. Çocuklara ve gelişimini henüz tamamlamamış olan (18 yaşın altındaki) gençlere, gebe ve emziren kadınlara uygulanmamalıdır.

Uyarılar:

Diğer kinolonlarla tendon enflamasyonu [tendinit], ciddi nörolojik reaksiyonlar gibi ciddi advers etki öyküsü olan hastalar ofloksasin ile de benzer reaksiyonlar gösterme bakımından yüksek risk taşıyabilir. Antibiyotik uygulaması, özellikle uzun süreliyse, dirençli mikroorganizmaların aşırı üremesine yol açabilir. Bu nedenle hastanın durumu düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Sekonder bir enfeksiyon ortaya çıkarsa, uygun önlemler alınmalıdır. Tedavi sırasında hastalar şiddetli güneş ışığına ve UV (solaryum gibi) ışınlarına maruz kalmamaya dikkat etmelidir. Aksi takdirde deri ve tırnak reaksiyonları ortaya çıkabilir.Bazı advers etkiler konsantrasyon ve reaksiyon gücünü bozabilir, dolayısıyla bunların özellikle önemli olduğu durumlarda (ör; araba ya da makine kullanımı) bir risk oluşturabilirler.

Yan Etkileri:

Mide-barsak kanalı: Mide bozuklukları, karın ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma, ishal gibi belirtilerle karşılaşılabilir. Bazı vakalarda diyare bazen, kanlı dışkının eşlik edebildiği bir enterokolitin semptomu olabilir. Antibiyotiklerle ortaya çıkabilen özel bir enterokolit şekli psödomembranöz kolittir (birçok vakada Clostridium difficile'ye bağlı). Tedavi sırasında veya tedaviden hemen sonraki haftalarda, ağır ve sürekli ishal görülen hastalarda bu olasılık gözönünde bulundurulmalıdır. Psödomembranöz kolitten sadece şüphelenildiğinde bile derhal ilaç kesilmelidir. Peristaltik hareketleri inhibe eden ilaçlar, bu gibi durumlarda kullanılmamalıdır. Karaciğer ve safra yolları: Nadir olarak hepatik enzimlerin serum düzeylerinde bir artış ya da serum bilirubininde bir artışla birlikte karaciğer fonksiyonunda bozulma görülebilir. Çok nadir olarak, safra akımının azalmasına (kolestatik sarılık) ve karaciğer enflamasyonuna (hepatit) bağlı olarak sarılık ya da ağır karaciğer harabiyeti gelişebilir. Sinir sistemi: Tedavi sırasında baş ağrısı, sersemlik hissi, uyku bozuklukları, ajitasyon ve konfüzyon görülebilir. Nadir vakalarda yürüyüşte düzensizlik ve tremor (kas koordinasyon bozukluklarına bağlı), ekstrapiramidal semptomlar, konvülsiyonlar, uyuşma ve karıncalanma (parestezi veya hipaestezi) ortaya çıkabilir. Nadiren çift görme, bulanık görme veya renk görmede anormallikler gibi görme bozuklukları, tad ve koku bozuklukları (tad ve koku kaybına varabilen) ve denge bozuklukları gelişebilir. Tinnitus ve işitme bozuklukları (ender olarak işitme kaybına varabilen) ofloksasin ile nadirdir. Çok nadir vakalarda canlı rüyalar görme (bazen kabusa dönüşen) ve anksiyete, depresyon ve halüsinasyon gibi psikotik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bazı vakalarda belirli psikotik reaksiyonlar kendini tehlikeye sokan davranışlara kadar ilerleyebilir. Bazı vakalarda bu tür reaksiyonlar ilk dozdan sonra bile görülmüştür. Bu tür reaksiyonlar görülürse, derhal ilaç kesilmelidir. Kardiyovasküler sistem: Sindirimini takiben, kalp atım hızında artma (taşikardi) ve kan basıncında geçici bir düşüş görülebilir. Nadir vakalarda kan basıncında belirgin düşmenin bir sonucu olarak dolaşım kollapsı ortaya çıkabilir. Kan tablosu: Çok nadir olarak kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin ve/veya trombositlerin sayısında azalma (anemi, agranülositoz dahil lökopeni, trombositopeni, pansitopeni) ortaya çıkabilir. Sadece bazı vakalarda bu değişiklikler kemik iliğinde yeni hücre yapımının azalması (kemik iliği depresyonu) sonucunda oluşabilir. Çok nadiren, artmış yıkıma bağlı olarak eritrosit miktarı (hemolitik anemi) azalabilir. Böbreklere, idrar yollarına ve üreme organları: Nadir olarak, böbrek fonksiyon bozukluğu (örneğin serum kreatinin düzeyinde artış olabilir) veya izole durumlarda böbreklerin akut enflamasyonu (interstisyel nefrit) görülebilir. Bu reaksiyonlar, bazen akut böbrek yetmezliğine kadar varabilir. Deri, mukoza membranları ve diğer: Tedavi sırasında kaşıntı ve deri döküntüleri (istisna vakalarda, vezikül veya cerahat dolu küçük veziküller) gibi deri ve mukoza reaksiyonları gelişebilir. Çok nadir vakalarda geçici kızarıklık (derinin ısı hissiyle beraber kızarması) ile, daha ağır deri reaksiyonları (eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu) ve damar enflamasyonu (vaskülit) görülebilir. Genellikle, vaskülit, deri altındaki kanamalar sonucu oluşan kırmızı küçük benekler (peteşi), içi kan dolu büller (hemorajik büller) ve kabuklu küçük nodüllerle kendini belli eder ve istisna vakalarda nekrozu da içeren deri lezyonlarına neden olabilir. Vaskülit iç organları da tutabilir. Çok nadir vakalarda ışığa karşı aşırı duyarlık gelişebilir. Bu durum ağır güneş yanığına benzeyebilir ve bazı vakalarda tırnakları da tutabilir (renk kaybı, yumuşama). Çok nadir vakalarda, ateş, eozinofili ve akciğerlerde allerjik enflamasyon (allerjik pnömonitis) gelişebilir. Anafilaktik veya anafilaktoid reaksiyonlar (hızlı gelişen, allerjik veya allerji benzeri reaksiyonlar) çok nadir vakalarda, ancak bazen ilk dozdan sonra bile görülebilir. Bunlar, kan basıncında artma, gözlerde yanma hissi, gıcıklı öksürük, burun nezlesi şeklinde ortaya çıkarlar. Bununla birlikte, bu tür durumlara örneğin yüz, dil ve larinksi (ses kısıklığı, nefes almada güçlük) içeren deri ve mukoza membranlarında şişme (anjioyödem) eşlik edebilir. En ciddi vakalarda ağır respiratuvar distres (buna bronşial spazm da neden olur) veya dolaşım kollapsı (şok) gelişebilir. Bu tür reaksiyonların görülmesi halinde ilaç derhal kesilmeli ve tıbbi tedaviye (örneğin şok için) başlanmalıdır. Terleme ortaya çıkabilir. Çok nadir vakalarda, ağrı ya da güçsüzlük gibi kas şikayetleri (ör; miyastenia gravis hastalarında özellikle önemlidir) olabilir. İzole vakalarda bunlar rabdomiyolizisin semptomları olabilir. Çok nadiren, eklem ve tendon şikayetleri (ağrı gibi) görülebilir. Kinolonlarla tedavi sırasında izole vakalarda tendon enflamasyonu (tendinit) ve rüptürü (örneğin aşil tendonu)görülebilir. Bu tür olaylar daha ziyade birlikte kortikosteroid tedavisi uygulanan hastalarda gözlenmiştir. Tendinitten şüphelenilirse tedavi derhal sonlandırılmalı ve etkilenen tendona yönelik gerekli tedavi başlatılmalıdır. Predispoze hastalarda, Ofloksasinin bir porfiri atağını tetikleyebilme ihtimali gözardı edilemez. İzole vakalarda kan şekerinin aşırı yükselmesi ya da düşmesi (hiper- ya da hipoglisemi) görülebilir. Antibiyotik uygulaması, özellikle uzun süreliyse, dirençli mikroorganizmaların aşırı üremesine yol açabilir. Çok nadir (örneğin koku, tat ve işitme bozukluklarının gözlendiği izole olgular) vakalar dışında, gözlenen yan etkiler tedavinin kesilmesinden sonra kaybolmuştur.

İlaç Etkileşimleri:

Mide asidini azaltıcı ilaçlar (mineral antasidler), sükralfat veya demir preparatları aynı zamanda alındıkları takdirde Ofloksasinin etkisinde bir azalma olabileceği dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, bu tür preparatları almadan 2 saat önce alınmalıdır. Konvülziyon eşiğini düşüren ilaçlar (ör.teofilin) ya da belirli nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar (ör. fenbufen) ile birlikte verildiğinde kinolonların serebral konvülziyon eşiğini düşürdüklerine dair bulgular vardır. Ofloksasin ile birlikte uygulanan glibenklamidin serum konsantrasyonları hafifçe yükselir; ofloksasin ile birlikte glibenklamid kullanan hastalar daha yakından takip edilmelidir. Kinolonlar ve renal tübüler sekresyona uğrayan diğer ilaçlar (probenesid, simetidin, furosemid ya da metotreksat gibi) birlikte uygulandığında, özellikle yüksek doz tedavide, itrahda iki yönlü bir bozulma ve serum düzeylerinde bir artış gözönünde bulundurulmalıdır. Kinolonlarla tedavi edilen hastalarda kumarin derivelerinin etkisinin artabileceği ihtimali gözardı edilemez. Bu sebeple, birlikte kumarin deriveleri ile tedavi gören hastaların yakından takibi önerilir. Tedavi sırasında idrarda opiatların ya da porfirinlerin tayini yalancı pozitif sonuçlar verebilir. 

以下是“全球医药”详细资料
Tags: 责任编辑:admin
】【打印繁体】【投稿】【收藏】 【推荐】【举报】【评论】 【关闭】 【返回顶部
分享到QQ空间
分享到: 
上一篇PERGONAL-75AmpulSeronoEtken Mad.. 下一篇SANTAFER:FerroIII hidroksit pol..

相关栏目

最新文章

图片主题

热门文章

推荐文章

相关文章

广告位